20 Mart 2010 Cumartesi

Bu hafta sonu ne yapsak

"Bahar "la biten mevsimler ne kadar güzel oluyor,hele başlangıçları...Bugünü ilk le başlayan baharın başlangıç günü ilan ettim.Zoruna gidenin borusuna gitsin S: bugün neler yapılabilir şöyle bir irdeleyelim...

Çok güzel ev aranabilir mesela...Sabahtan gazete ve internet vasıtasıyla tuvalette bir fizibilite etüdü yapılır,akabinde de operasyonun startı verilir.

Dişçiye gidilebilir mesela...Bir küsür saat o koltukta zuırrrr sesi eşliğinde dolgu yaptırılır,akabinde bir süre aç bir şekilde gezilir...

Çok süper işe gidilir birde.Kimsenin ofise gelmediği bir günde sessiz sedasız harika çalışılır,hele birde bilgisayar bozulursa varya...Yeme yanında yat.

Baharın bu ilk gününü dinç bir şekilde kutlamak için bir gece evvelinden küp gibi içilir,hem de aç karnına...Böylece mevzubahis güne enerjik bir biçimde başlanır.

Yeni yılda denir ya hani"nasıl başlarsak öyle gider".Bahar a da böyle süper girişler yapmalı ki herşey şaane olsun...

:S nokta.

6 Mart 2010 Cumartesi

Altunizade-Çamlıca Hattı Üzerine Deneme V:1

Yolda mp3 dinlerken aklıma öyle enteresan fikirler geliyorki bazen anlatamam,sırf bu yüzden “yaş ilerledikçe vidalar gevşemeye mi başlıyor serkanım nedir?” sorusunu soruyorum kendime.Geçen gün Brian Johnson (*) sesi bende olsa,bağıra bağıra Hakkı Bulut un Falcı şarkısını söylesem çevremdeki insanlar ne yapar diye düşündüm.Yine bir sabah dolmuştayım ve yine yüksek sesle(tabi çevremdekileri rahatsız etmemek koşuluyla,örnek abiyim ya ben :S )ve yine "rape me"yi dinliyorum.Arkamda da bir çift oturuyor,binerken gördüm.Şarkı bitti,konuşmalarına kulak misafiri oldum.Ulan diyorum arkada bir sakallı herif vardı ne zaman indi de yerine bir kız oturdu.Bir döndüm adam halen duruyo.Ama herifte bir ses,öyle böyle değil.Basıcam kahkayı zor tutuyorum kendimi.Hani bir video vardı yutupta…Realiti prooramında adam konuşmaya başlayınca spiker gülme krizine giriyor,aynı o misal bir ses.Neyse konu çok dağıldı.Adama dönüp “Senin ses tellerini skim”demeyi o kadar çok istedimki o an...Ama diyemiyorsun tabi…Hayatta en korktuğum şeylerden biridir delirmek.Ama bu gibi durmlarda içimden”ulan deli olsam ne güzel olurdu”demek geçmiyor da değil…

Delilikle ilgili son bir anekdot ile bu mevzuyu kapatayım.Düzce’den bi eleman dadandı bana.Telefonumu bi şekilde edinmiş,ilkokul arkadaşım olduğunu iddaa ediyor.Bir iki uğraştım tanımadığımı söylemeyi,artık pes ettim ve bu role kendimi kaptırdım.Geçen yine aradı,diyalog şöyle:

Yabancı:Düzceye hiç gelmiyonmu?

Sk:Ara sıra geliyorum.

Yabancı:Yollarını skim senin geliyonda niye aramıyon?

Sk:Ne desen haklısın kardeşim,bir daha geldiğimde ilk iş seni arıcam :S

Deli ile deli olma derler ama,artık başka seçeneğim kalmamıştı…

Brian Johnson:AC DC Vokal.

Vsvsvsvsvss.......

3 Mart 2010 Çarşamba

pacman nedir? Hakkatten nedir:S

Blogun alt kısmını "pacman" diye oyun parsellemiş,hayır oyunda zevkli,küçükken atari salonlarında olan oyunlara benziyor.Insert join mi ne yazardı,atardık jetonu bakardık dalgamıza...Herneyse,insan bir icazet falan bekliyor netice itibariyle.Ama interenet böyle işte,habersiz izinsiz isteyen istediğine...Kimin eli kimin cebinde misali...Oyunun amacını anlayamam da cabası.Öğretmenlerimizin dediği gibi "anlayanlar anlamayanlara anlatsın".