23 Aralık 2009 Çarşamba

Yedinci Sanat'a Dair :S

Bir liraya DVD olurmu?Olur tabi,hemde cok guzel olur,birdeDVD dükkanı baskın yemezse çeşit de bol olur ta şaane olur :S...Çok güzel filmler aldım,izledim.Ha unutmadan "normal filmler 1 lira entel filmler 2 lira" dedi dvd ci :S



O'Horten,Coco Chanel,Inglourious Basterds,Looking For Eric,Hary Brown son dönem izlediğim filmlerden birkaçı...İçinde tavsiye etmeyeceğim film yok,menfi fikir edindiklerimi zaten yazmadım...Nacizane birkaç cümle bişeyler karalim,gerçi ancak o kadar karalayabilirim,kompetanı değiliz bu işin tabiki...




O'Horten den başlıyım,seviyorum Amelie tadında filmleri,film bittiğinde"yaşamak ne güzel şey mnkym"diyorsun.Müzikleri de Amelie nin müziklerini andırmakta zaten...Emekli olan Norveçli bir makinistin birkaç günü anlatılmakta...S.k Puanı: 7.0










Inglourious Basterds; anca izleyebildim,çünkü dvd si ancak çıktı,evvelde sinema kaydı vardı :)...Her anlamda görsel bi şölendi(ulan buda pek bir kriter lafı gibi oldu)...Dakikalarca süren dialoglar var filmede(neden acaba :) ) ama gram sıkılmadan izlenen dialoglar bunlar..."Fransız köylü" ve "bar sahnesi" en etkileyici bölümlerdi...Bir çok insan gibi bende "Albay" diyorum ve mevzuyu kapatıyorum...S.k Puanı:8.7










Harry Brown:Ne varsa eskilerde var diyenlerdenim.Michael Cane,Tarık Akan,Behçet Nacar :S...


Hiç duymadan, etmeden,poşetin üstünde resmi görünce aldım filmi...İngiliz filmi olmasından dolayı bisıfır önde başladı film zaten...Öyle aman aman bi senaryo değil aslında...Sokak çeteleri falan fistan...Ama cast şahane olunca filmde izlenilesi oluyo normal olarak(kudret).S.k Puanı:7.0





Looking For Eric: Sıcak filmleri severim v2...Cantona hastası, ayarsız ve loser bi ingiliz çevresinde geçen hadiseler...Futbol var,pub var,deplasman otobüsü var...ha birde aşk var...Meraklısına...S.k Puanı:6.8




Coco Chanel'i de beğendim,ama aklıma yazcak bişey gelmiyor :S

3 Aralık 2009 Perşembe

İşi olmayan bakkal Part:II

Başlık bulmak zor olduğundan bende Tuna Kiremitçi'nin "çok tuhaf günlük" ayağı gibi, bir başlıktan birkaç yazı çıkarma kararı aldım.
Yeni playlist'in gazıyla bugünkü yolculuğu nişantaşı tarafına yapmaya karar verdim(o sırada Mory Kante/Yeke Yeke) çalıyordu).E tabi istikamet Nişantaşı olunca kıyafetinize dikkat etmelisiniz.
Ayakkabı:Adidas/Roona
Jeans:Pepe London
Sweat:Energy
Mont:Nike/ACG(bu ACG mühim,normal nike olsa olmazdı nişantaşına)

Köşedeki kavrulmuş leblebiciyi gördüyseniz Nişantaşı yolculuğu başlamış demektir,gerçi o kavrulmuş leblebiden alan bir kişi görmedim,eksik istihdam böyle bişey işte dostlar.Bankalardı,Remzi Kitabeviydi derken dört yol ağzına geldik.Stefanel aynı yerinde duruyordu,ama %50 indirim yoktu,o yüzden mağazaya girmedim(o sırada playlist "Snap/Rhythm Is A Dancer"'ı çalıyordu).Havada tatlı bir serinlik vardı,Mudo ve Jack Jones'i transit geçtim,ta ki dünyanin en gereksiz alışveriş merkezi Sitiz Nişantaşı yine sinek avlıyomu acaba sorusu kafamda yer edene kadar.Yeğenlere göre güzel Swatch saatlere bakarken içimden bir ses"Serkan şuan zamanı değil"dedi ve oradan uzaklaştım.Sıcak basıp daralınca dış kapıya doğru yöneldim,ama köşede DKNY mağzası beni içeri çağırıyordu.İçimden bir ses bu kez "faça da düzgün,gir bir gez oğlum ne kaybedersin" dedi.İçeriye girdiğimde iki eleman "buyrun hoşgeldiniz" dediğinde,doğru karar verdiğimi farkettim :S...Tabiki hızlı bir dolaşmayla kendimi dışarı attım.DKNY deki itibar beni baya kendime getirdi,bu arada playlistde sıra "ACDC/Dirty Deeds Done Dirty Cheap"e gelmişti ve iyiden iyiye coştum,Beymen'e doğru yol aldım,sakin olun,tabiki girmedim oraya,vitrinden içeri dahi bakmışlığım yoktur,o kadar uzun boylu değil yani.Ama Beymen kafeye bakarım her geçişte kim var kim yok diye,derken birde kimi göreyim...Matteo Ferrari Espresso içiyo."Ne işin var lan burda idman yokmu" diyecektim,gereksiz buldum devam ettim.Az ilerdeki kiralık dükkanı kiralayıp sayısal iddaa bayisi yapsammmı acep diye düşündüm,ama bu düşünce kısa sürdü,maliyeti kurtarmaz diyip yola devam ettim.Tam Benettona girecektim(orda hep indirim reyonu olurdu çünkü) birde baktım ne göreyim,Benettom olmuş Mavi Jeans...Eee "burası istanbul"dedim kendi kendime yola devam ettim(ekiekiehuheuue :S)...Nişantaşı dediğin bizim Spor Sokakla,Gaziantep Caddesinden hallice biyer,bitiverdi bile...
Eve dönüş yoluna girmiştim bile.Bu sefer playlist çalmıyordu,ben sesli bir şekilde Hakkı Bulut'dan "Falcı"yı söylüyordum...
"Bir falcı bularak açtım ellerimi,gözlerime bakıp bakıp boynunu büktü"...