27 Nisan 2010 Salı

Büyük ada ekseninde balkon çocukları üzerine bir deneme:S

Geçenlerde bi Büyükada ziyaretim oldu...İnsanların bisiklet kullanmadaki acemilikleri ve işbilmezlikleri beni bu konuyu masaya yatırmaya itti...Bisiklet uğrunda elini delmiş,kolunu kırmış biri olarak bu konuda kendimi kompetan olarak addedebilirim.


Büyükada ritüelidir...Ya faytona binersin(tarz olarak "payton" derim) ya da bisiklet kiralarsin.Talebeysen,sinyalin doruklarında geziyorsan tabanvay durumu da sözkünusu olabilir tabi...Yanlız fayton harbi el yakıyo...kişi başı 10 kaat,4 kişi 50 kaat,5 kişi 60 kaat gibi enteresan oranlamalar var :S


Anlaşılcağı üzere tercihimizi faytondan yana kullandık.Bisiklet özürlüleri gözlemlememiz de daha bir kolay oldu...Tepeden tepeden irdeledim olayı...İsmi lazım değil bir arkadaşım faytondan bisikletlilere tekme atıp düşürmek istedi,izin vermedik :S..Neyse dağılmayalım...


Yokuş aşağı inerken iki ayakla fren yapanlarmı istersin,at yaklaştığında "eyvaah bu at şimdi anamızı skicek" şeklinde telaş yapıp yolun kenarına savrulanlarmı...


Bu gidişle toparlıyamıcaz mevzuyu...Üst paragraftaki saçmalıkları hayatında sokak nedir bilmeyen,dayak yememiş,mahalle maçı yapmamış,ağaca çıkmamış(bu kanaldan iki sayfa gidilir) vs.vs.insanlar yaparlar.


Biz bunlara kısaca "Balkon Çocuğu" diyoruz.İsteyen muhallebi ya da süt çocğu da diyebilir tabi... Ada- bisiklet-balkon çocuğu üçgeninde birkaç saptama yapabiliriz.(tabi internette yada tv reklamlarında gördüğünüz klişelerin dışına çıkmaya gayret ederek);Şöyle ki:

-Kontra pedal nedir bilmez...

-At arabasının arkasında hiç kaçak yolculuk yapmamıştır...Dolayısıyla "arkaya kırbaç" ı duymamıştır...

-Eşşeğe hayatında ilk kez adada binmiştir...Oysa bir kısım çocuklar eşşeğe başka türlü bile binmiştir :S

-Denge unsurları zayıftır.Çünkü hayatlarında hiç traktör ya da at arabası üzerinde ayakta durmamışlardır...

-bisan bisiklet alınmıştır ona,"bütün bisikletlere bindim bisana binmedim"dersin,tutar al bin der...




Yukarıda kısaca belirttim.Balkon çocukları üzerine kitap dahi yazılır.Ama şimdi değil...

6 Nisan 2010 Salı

bir reklam


Artık hacışakir devri bitti.Birçoğumuz sıvı sabunla elimizi yıkarken yarısının vıjjt diye avucumuzdan kaymasına,bununla beraber sabunun tamamının elimizden çıkmamasına ifrit oluyor yanılıyormuyum?


Lifebuoy diye birşey çıkmış.Protex ten ucuz ve gramajı fazla olunca denemeye karar verdim...

Uzun lafın kısası tavsiye edilir...
--------------------------
Öyle aklıma geldi...Duştan sonra traş olurken aynanın buhar olması sorunsalı malum...Ancak o buharı saç kurutma makinesi ile ortadan kaldırmakta ayrı bir zevk...

2 Nisan 2010 Cuma

yapılacaklar

Çalışmak güzel tabi.Akşam iş çıkışı çısır çısır müzik dinleyerekten eve gitmek,yorulmak,para kazanmak falan...Yorulmak dedim ya,birçok şeyi ertelemek durumda kalıyor insan.Bu konuyu irdeleyim dedim biraz...

-Habertürk gazetesi aldım geçenlerde...İçinden üç boyutlu gözlük ve üç boyutlu resimler olan bi mecmua çıktı...Ne zevkliymiş bu üç boyut olayı...Evde "Avatar"ın korsan dvd si var...Acaba korsan dvd üç boyutlu gözlük takınca filmi üç boyutlu gösterecekmi bakamadım daha.Çok da zaman geçti üstünden...Deneyeceğim...

-5000 metre koşardım 3 ay evveline kadar,40 ta şınav üstüne...3000 metre + 30 şınava razıyım.Bakcez...

-12 de balkabağı olacakmış gibi 11.30 da yatağa giriyorum...Hedefim geceleri 1 de yatmak...Yaklaşık 15 senelik ritüeli değiştirmektir amacım...

-Kitap okurdum ne güzel...5 aydır falan tık yok...Babı Esrar,hac,görünmez canavarlar...yarım kalan kitaplar...Babı esrarla hac ı siktiret,görünmez canavarları bitircem...Olmadı yeni bir kitaba başlıcam...

Çalışmak güzel.